Çıtır Çıtır Baklava



Yunan komşularımızla ufak çaplı bir krize sebep olan, damaktaki lezzetini mutluluk olarak yüzümüze yansıtan muhteşem bir hamur tatlısı, baklava. Hepinizin gözünün önüne hazırlanmış bir tepsi baklavanın üzerine şerbetin döküldüğü an gelmiştir. Kıpır kıpır eden, muntazam bir eşkenar olarak dilimlenmiş bir tepsi baklava!

Baklava değişik coğrafyaları kasıp kavuran bir lezzet. Öyle ki yapılışıyla farklı bölgelerde farklı türleri var bu tatlının. Baklava deyince bizim aklımıza ilk olarak Gaziantep ve şu görüntü gelir şüphesiz.


Ama dedik ya değişik yörelerde değişik türleri var diye. Hatta Yunanistan'da yazının başında belirttiğimiz gibi kendi kültürel tatlısı olarak görse de baklavayı Avrupa Birliği komisyonu tarafından 8 Ağustos 2013 tarihinde baklavanın bir Türk tatlısı olduğu tescil edilmiştir. Hehe, naber? :)

Baklava geniş kültür yelpazesi ile Türk, Orta Doğu, Balkan ve Güney Asya mutfaklarında önemli ağırlığı olan bir tatlıdır. Kısaca bahsetmek gerekirse ince, ipince, hani o karınca duasını okuyabileceğiniz cinsten ince, arkasından bayrak gösterip şov yapabileceğiniz kadar ince, bak abartmıyoruz tülden ince yok gibi ama var inceliğinde açılan yufkaların arasına yöreye göre ceviz, antep fıstığı, badem ve fındık konarak yapılır. Biz daha çok cevizli ve antep fıstıklısını denedik. Hatta kimi Gazianteplilere göre baklava antep fıstıklı olur başka türlü olmaz. Diğerlerinin isimleri farklıdır! Bütün türlerde genel olarak şeker şerbeti kullanılır, hani o bolca şeker, su ve azıcık limonla yapılan şerbet. Kimileri doğal olsun diye bal kullanırlar. Kimi özel işletmelerde, devlet sırrı, kendi özel formül şerbetlerini kullanırlar.

Baklava köken olarak Türkçe bir kelime. Kesin olmamakla beraber teee 1400'ler 1500'ler de bazı yazılı kaynaklarda baklağu, baklağı olarak geçer. Ramazan ayında Osmanlı'da bolca tüketilen tatlılardan. Sonra da boza tüketirmiş Osmanlı, o da bu yazıda... 

Tarihi manada baklavanın olayı Orta Asya'dan Anadolu topraklarına geldiği ve Topkapı Sarayı'nda bugünkü sunum ve şeklini aldığıdır. Kabaca düşündüğümüzde hamur arasına, hamur acıkmayı önlemesi için, bolca enerji verici, doyurucu, uzun ömürlü kuru yemiş ve bolca şekerli su! İşte çok doyurucu, uzun ömürlü ve bol enerji verici bir tatlı. Şöyle bir tarihimizi düşündüğümüzde, at üstünde yaşayan ve günlük hayatta çok enerji sarfeden, ayrıca çok fazla kıtlık görmüş, göçebelikten yerleşik hayata geçen bir toplum için muazzam bir yiyecek!



Ülkemizde baklava evlerde ve ticari olarak bolca yapılır, tüketilir. Ege'den Karadeniz'e, Güneydoğu Anadolu'dan Trakya'ya her yana yayılmıştır. En çok tercih edileni antep fıstıklı baklava olsa da ekonomik nedenlerden dolayı cevizlisi de tercih edilir. Bu işin ehli olarak kabul edilen bir işletmeye göre baklava ortalama 40 kat yufka ile hazırlanır. İçeriğinde Gaziantep'te yetişen ve boz fıstık diye bilinen yeşil fıstık kullanılır. Yufkayı açmak ve hazırlamak, tepsiye özenle dizmek muhteşem bir ustalık gerektirir, adeta bir sanattır. Baklava ustalığı da eskiden günümüze usta-çırak ilişkisiyle gelişir. Bu yönden de gelenekselliğini ve lezzetini korur. Neyse, en son 40 kat yufka ve boz fıstık demiştik. Sonrasında 160 derece fırında 45 dakika pişirilir.  110 derecede kaynatılan şerbet o derya kuzularının üzerinde gezdirilir. Fokur fokur...Ve baklava hazır. Tabii bu işi bize göre ustaya bırakmak lazım. Ev baklavası da başka tabii...:)

Baklava lezzetiyle buluştuk ve Food in Mobili tarzıyla kendisinden bahsetmiş olduk. Yazının sonunda size bir baklava yeme tüyosu. Baklavayı tersten ağzınıza sokun ki üstte kalan çıtır kısım damağınıza yapışmasın, ayrıca dipteki şerbet lezzeti damakta yayılsın. Ça-tır, çu-tur... Afiyet olsun...

Mailinize de gelelim. Blogdaki mail kutusuna e-mailinizi bırakmayı unutmayın!...

0 yorum:

Yorum Gönder