Yolunuz İstiklal'e düşerse bi uğrayın diye, güzel ve salaş bir mekandan bahsedeceğiz size; Cafe Bi Melek.

Hemen yazının başında belirtelim yemek kartları geçiyor ve çevrede çalışan kitleninde uğrak mekanı, yemek araları için. Fiyatları çok uygun ve menü oldukça kabarık. Bu tarz her mekanda olan yemeklerin hemen hepsi var menüde. Ortalama fiyat yelpazesi 20-40  tl arasında. Tavuk, kırmızı et, makarna, salata...İçeceklerde her çeşit kahve, soğuk içecekler ve yaz ayları için soğuk tercihler sizi bekliyor. Menüde alkollü içecekler yok. Özellikle terasına hayran kalacaksınız. Öyle manzara vaat etmiyor size ama İstiklal'in binalarla karartılmış gökyüzü için oldukça ferah bir ortamı var. İsterseniz de bir alt katta ortamın sıcaklığına da kapılabilirsiniz.



Menü çok kabarık demiştik. Biz cajun tavuk tercih ettik. Artık klasik olarak her yerde servis ediliyor biliyorsunuz tavuk yemekleri. Soslu ya da paneli tavuk, pirinç pilavı, patates kızartması ve salata aynı tabakta. Porsiyon oldukça iyi, lezzetli ve doyurucu. Ayrıca önceki deneyimlerimizden special 1 veya 2 ' yi şiddetle tavsiye ederiz. Hayran kalacaksınız... Evet, cajun tavuk 1 adet ve 2 şişe kolaya 35 TL hesap ödedik. İstiklal'de bu standartta gayet uygun bir fiyat. Temiz, lezzetli ve doyurucu.

Mekan Galatasaray'ın biraz aşağısında. Şişhane'den geliyorsanız sağda, Taksim'den iniyorsanız solda kalıyor. Zara ve Colin's mağazalarının arasındaki sokaktan girin, yolun sonundaki binaya girin. Fas yemekleri yapan restoranın yanındaki bina girişi. Hemen bitişikler. Sonra tabana kuvvet birkaç kat çıkın ve hedeftesiniz.



Çalışanlar oldukça ilgili ve güler yüzlü. Servis süresi biraz yavaş, ama kimin umurunda! Gayet özenli. Bizim pek ilgi alanımız değil ama meraklısı için kahve falı da var mekanda. Menüde sohbetli kahve diye yer alıyor. 35 TL fiyatı var. Fala inanma falsız da kalma demişler ama biz yemek yer, içeceğimizi içer gerisine karışmayız.

İstiklal'de sizi hem fiyat hem lezzet hem de doyuruculuk anlamında memnun edecek bir mekan, Cafe Bi Melek. Özellikle sıcak havalarda terasının, ki gayet geniş bir terası var, keyfi de bambaşka olur bizden söylemesi.



Yazıların mailinize gelmesi için bir dakikanızı bile değil, daha azını ayırın ve mailinizi bırakın... 😃


Karadeniz'in dağlarından, yaylalarından, doğasından, tereyağından, peynirinden ve mısır unundan kopan lezzet...Mıhlama.

İnterneti açın ve arama çubuğuna mıhlama yazın. Her bir yanda "kuymak" göreceksiniz. Neden mi? Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir'de mıhlama diye bilinen muhteşem lezzetin asıl Türkçe adı kuymakta ondan. Yani öz hakiki Türkçe'si kuymak. Mıhlama değil! Mıhlama Farsça'dan Türkçe'ye geçmiş bir kelime. Ama yöresel zenginliğimiz ve kültürel coşkumuz nedeni ile her yörede hafif hazırlama farklılıkları ile isim farklılıkları da bulunmakta.

Divan-ı Lugat-it Turk'e kadar dayanan kökeni ile "kuyma"; un ve süt karışımını kızgın yağa dökerek yapılan ekmek, anlamına gelir. Bu kaynak kayıtlara geçmiş ilk yazılı kaynaktır ve farklı kullanımları halk arasında tabii ki olabilir. Şimdi Anadolumuzun yörelerinden çeşitli hallerine baktığımızda ise; Trabzon, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt, Ardahan ve Artvin'de kuymak olan, ekmeği daldırdığınızda uzayarak gelen, cheddarın filan ancak sadece hikaye olabileceği lezzet, Ordu, Tokat, Sivas, Giresun ve Trabzon Şalpazarı'nda yağlaş, Rize ve Artvin sahilinde, ağızdan olsa gerek, muhlama, Çorum'da çökelekle yapılıp sündüğü için sündürme, Trabzon'un Rumca konuşulan köylerinde ve Çamlıhemşin taraflarında da havits isimleriyle bilinir. Ayrıca hazırlanma şekillerine göre de isimler değişebilir. Mesela Trabzon'da yayla kuymağı isterseniz tereyağı yerine kaymakla hazırlanan lezzetle karşılaşırsınız, aynen Rize'de hoşmerim istediğinizde karşılaşacağınız gibi. Eğer mısır unu yerine bayat mısır ekmeği ile yapılırsa şayet yöresel ağızlara göre cumur, çumur ya da zumur ismiyle karşılaşırsınız. İşte bu kültür zenginliğidir. Ve biz bu zenginlik karşısında dumur olduk.


Şimdi gelelim kuymak ve mıhlama arasındaki yöresel farka. İkisi de aslında muhteşem bir lezzet şöleni. Damaklarda coşan, kokusuyla ve yapılışıyla gözleri de coşturan iki lezzet. Ufak bir farkla. Trabzon'da kuymak baş rolü alırken, Rize'de, ne demiştik, muhlama. Haçen mıhlama, Rize'de olmuş muhlama, anladun? Trabzon'un kuymağında mısır unu daha yoğun olur peynir biraz daha az, ama Rize muhlamasında peynir daha fazla mısır unu biraz daha azdır. Siz sosyal medyalardan uzayan peynirli yemeklerle daha yeni tanışmış olabilirsiniz ama, yani yüzyıllardır bu lezzet, yöreye özgü farklı peynir çeşitleri ile damaklara şölen yaşatıyor.

85 çeşit ismi, 185 farklı yöresiyle....Tabii abartıyoruz ama bu çeşit cümbüşü karşısında abartmamak elde değil. Siz şunu düşünün yeter. Karadeniz köy ekmeği, hafif sıcak olsun, bir parça aldınız, önünüzde sıcak yağı üzerine çıkmış, yukarıda isimlerini sıraladığımız arkadaş, sahanda duruyor. Daldırın ekmeği, uzasın peynir, muhteşem koku ve damağın arkasına doğru uzanan lezzet. Afiyet olsun...Aaa, iç iç çayı iç, yaa al bir yudum.

En yeni yazılar malinize gelsin istiyoruz biz ayrıca 😃 Haydi mailinizi bırakın...

Tarif : https://www.nefisyemektarifleri.com/kuymak-mihlama-yapilisi/

Biz böyle bir illet görmedik! Kokusu desen leş gibi, dumanı desen leş gibi, tadı desen leş gibi, hiçbir şeye faydası yok, içindeki milyon tane zehirli madde kadar zararı var. İster bacağı alır, ister kolu, ister ses tellerini alır, ister ciğerleri alır ya da yaşamı kökünden kazır. Cebe zararı da cabası. Haydi sigarayı bırakın!

Besinlerin büyülü dünyasında sigaraya karşı ayaklanıyor ve bu yolda hangi besinler sigarayı al aşağı etmeye yardımcı oluyor ona bakacağız.

Öyle sigaranın içindeki şu etken madde, şuna neden olur, şu böbreğinizi soldururken şu karaciğeri kurutur gibi konulara girmeyeceğiz. Zaten hepimizce sigaranın ne halt yediği biliniyor. Food in Mobili olarak canımız ciğerimiz besinlerin sigarayı gömme konusunda bize nasıl yardımcı olduklarına değineceğiz. Hangi besinler nasıl yardımcı olurlar? Öyle sigarayı bırakınca kilo alıyorum geyiklerine de kulak asmayın. Ciğeri bırakmaktansa birkaç kilo almak daha iyi olacaktır...
Öncelikle şunu belirtelim sigarayı bitirmek için alışkanlıkları yenmek şart. Vücudumuz sigaraya bağımlı olmasına sebep olan etken madde nikotini 72 saatte vücuttan atar. Nikotin açlığı da ilk 8. saatte tavan yapar ve giderek azalır. Yani bilimsel olarak 72 saat sigara içmeyen biri sigarayı bırakmış demektir. Geriye kaldı alışkanlıkları yenmek. Yemekten sonra, çayla, kahveyle, içkiyle, kolayla, açık havada, devre arasında, maçtan sonra, maçı izlerken, tatlıdan önce, sohbet ederken, dolmuştan indikten sonra, molada, arada, otobüs beklerken, otobüs gelsin diye!... İşte teker teker bu alışkanlıkları bitirmemiz lazım. Sigaranın yerine başka bir şeyler koyabilirsiniz. Mesela beyaz leblebi! Hem bir atıştırmalık hem de güzel bir metabolizma dengeleyici... Sindirimi hızlandırır ve ayrıca toksin maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Böylelikle yardımcı gıdalara da girmiş olduk.


Vitaminler yazısında kendilerinin ne denli önemli olduklarına değinmiştik. Sigara konusunda da en önemli destekçilerimiz vitaminler. C vitaminli gıdalar antioksidan etkisi olduğu için sigaraya karşı olan direnci de arttırmış oluyorlar, portakal, kivi ve nicesi. Ayrıca domates arkadaşta antioksidan etkisi sayesinde bu gıdalara destek oluyor. El ele sigarayı gömüyorlar.

Tahıl ürünleri sigaraya karşı yanımızda. E vitamini sayesinde kandaki nikotin oranının azalmasına yardımcı oluyor ve sigaraya karşı olan isteği kimyevi olarak kazımış oluyor.

Biliyorsunuz ki stres sigaranın can dostu. Süt ve probiyotik yoğurtsa stresin vücuttaki düşmanı. Yani stresi azalt, sigarayı hatırlamazsın bile. Ayrıca akciğerin yenilenme sürecinde probiyotik gıdalar muhteşem bir destekçi.


Anamurun incisi ya da ithalin çikitası muzda içerisindeki potasyum ve B vitamini sayesinde bağımlılığa karşı bir set, bir duvar örüyor adeta ve her geçen gün o duvarı yükselterek sigaranın oradan geçmesini imkansız kılıyor. Bağımlılığı yenme yolunda en önemli destekçilerden biri oluveriyor muz bu sayede.


Bütün bunların yanında tabii başka kaynaklarda başka enva-i çeşit gıda ve yararlarına ulaşabilirsiniz ama biz en ulaşılabileceklere değinmek istedik. Sigaranın en büyük düşmanı sizsiniz! Bunu bilmek ve ona göre hareket etmek lazım. Siz isteyin yeter, o zaman sigara sizi değil siz sigarayı bitirirsiniz. Kendinizi küçümsemeyin, çünkü bunu başarabilirsiniz, sigarasız yaşayabilirsiniz.

Mailinizi bırakın ki en son yazılar mailinize gelsin...

Kaynaklar;

https://www.cancer.org/healthy/stay-away-from-tobacco/guide-quitting-smoking/quitting-smoking-help-for-cravings-and-tough-situations.html

https://www.everydayhealth.com/hs/stop-smoking/best-and-worst-foods-quit-smoking/

https://www.healthline.com/nutrition/foods/milk

Kış soğuklarının tam ortasındayız. Özellikle bu mevsimde grip ve mevsim geçişlerinde de akıntı gibi durumlar peşimizi bırakmazlar. Peki bu deli dumrul arkadaşlara nasıl karşı koyabiliriz? Nasıl kökünü kazıyabiliriz? Onlara nasıl "hadi leyn" diyebiliriz? Cevap; vitaminlerle!

Karbonhidrat, yağ ve proteinden sonra bizlerin temel bileşenlerinden bir diğeri olan vitaminlere sahneyi devrediyoruz.

Vitamin, sözcük olarak ilk kez Polonyalı bir bilim insanı tarafından kullanılmış. 1912 yılında biyokimyacı Casimir Funk latincede "hayat" anlamına gelen "vita" ile, bildiğimiz aminleri kastederek "amin" kelimelerini birleştirmiş ve vitamin kelimesini kullanmış. Açın Google amcadan çeviriye bakın, en fazla "vaytamin" denildiğini duyacaksınız. İşin özü vitamin, hayat veren amin demektir. Gerçi vitaminlerin sadece aminlerden oluşmadığı yıllar sonra bulundu ancak biz o noktada durup kafamızı karıştırmayacağız...


Vitaminler hayatımızı yoluna koyan organik bileşikler. Reklamlarda havada uçuşan provitamin A'lar provitamin B'ler bir kenarda dursun bizim için önemli olan vitaminlerin hayatımızda kesinlikle olması gerektiği. A, D, E, K vitaminleri yağda, C, B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9 ve B12 vitaminleri de suda çözünürler. Peki bu ne demek? Hayvanlar vücutlarında vitamin sentezleyemezler ve besinlerden yani bitkilerden bu vitaminleri alırlar ya da dolaylı olarak hayvansal gıdalardan vitaminlere ulaşırlar. Sonrasında şöyle bir örnekleme yapalım; yemek yediniz ve A vitamini ile C vitaminini vücuda aldınız. A vitamini yağda çözünürek, C vitamini de suda çözünerek kana karışır ve ilgili hücrelere giderek yaşamsal görevlerine başlarlar. Suda çözünenlerin fazlası vücuttan atılır, yağda çözünenlerin fazlası yağ dokuda depo edilebilir ve vücuda zararı yani çeşitli yan etkileri olabilir. Yağda çözünen vitaminler hiç vücuda alınmasa bile ortalama 3-4 ay bizi götürecek şekilde depolanmıştır, su da çözünenler fazla depolanmaz ve birkaç güne eksiklikleri hissedilmeye başlanır, belki de gün aşırı...

Reklamlarda sıkça duyduğunuz provitaminler ise vitamin değildir. Vitamine dönüşmeleri gerekir. Öyle şampuan filan çatur çutur vitamin basmaz saçınıza aklınızda bulunsun.
Özellikle sporcu gıdalarında sıkça görülür vitaminli tanıtımlar, şimşekler, elektrikler filan. Neyi hatırlatır bize? Enerjiyi... Ya da bir çocuk solgun, yorulmuş oturuyorsa kendine gelsin enerji olsun diye vitamin verilmesinden bahsedilir, sebzeden meyveden bahsedilir. Tabii ki sebze meyve yesin çocuklar, kendilerine gelsinler ama bu iş, vitaminin enerjisi ile olmaz! Zira vitamin enerji vermez, sindirilmez ve direk hücreye katılır. Burada kilit nokta şu: "Vitamins non providere industria" ... Yani? Yanisi şu; "Vitaminler enerji vermezler!" Dövmeciler için latince yaptık ama o çeviri doğru olmayabilir bizden söylemesi. Ama bilgi net! Vitaminler enerji vermezler...

Vitaminlerin genel olarak ne işe yaradığına gelince, evinizde bir oda düşünün. Evinizin salonu olsun. Koltuklar alınmış, masa, sehpa, halı, sandalyeler, abajur, kitaplık ve kitaplar, tablo, saksıda çiçek, çeşitli resimler, fotoğraflar filan. Hepsi ortada, salonun ortasında karmakarışık duruyor. Taa ki bir akıl içeri girip eşyalarında ucundan tutup hepsini bir düzene sokana kadar. İşte böyle vitaminler vücudumuzun düzenleyicileridir. Aşağıda her vitaminin nelere etki ettiklerini sizinle paylaşacağız ve göreceksiniz ki hepsi vücudumuzun ayrı odasına girip onların doğru düzgün çalışmalarına, yani dekorasyonlarına yardımcı oluyorlar.

Hemen her besinde, sağlıklı besinde, vitamin bulunur ve yaşamımız için doğrudan etkilidirler. Özellikle sebze ve meyvelerden bolca ulaşabileceğimiz vitaminleri sevgiyle kucaklayalım çünkü hayat onlara bağlı... Tamam tamam bu kadar yeşilçamvari olmaya gerek yok. Vitamin önemli ve vücuda alınmalı işte o kadar 😁

En yeni yazıların mailinize gelmesi için mailinizi sağdaki kutucuğa bırakmayı unutmayın...

VİTAMİN ÇEŞİTLERİ VE İSİMLERİ

YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
  • A Vitamini: Görme olayı, hücre yenilenmesi, bakteri ve virüslere karşı direnç sağlanmasında etkilidir.
  • D Vitamini: Kalsiyumun bağırsaklarda emilimini ve kemiklerde depolanmasını sağlar.
  • E Vitamini: Antioksidandır. Bu özelliğinin kansere karşı koruyucu olduğu düşünülmektedir. Hücre yenilenmesinde görevlidir. Ayrıca üreme olaylarını düzenler.
  • K Vitamini: Kanın pıhtılaşması ve yaraların iyileşmesi üzerinde etkilidir.
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
  • B1 Vitamini (Tiyamin): Karbonhidrat metabolizmasında koenzim olarak iş görür. Kalbin çalışmasını, sinir sisteminin sağlığını ve zihinsel faaliyetleri etkiler.
  • B2 Vitamini (Riboşavin): Karbonhidrat, protein ve yağlardan enerji elde edilmesinde koenzim olarak görevlidir
  • B3 Vitamini (Niyasin) (PP): Sinir sisteminin sağlığı, protein, karbonhidrat ve yağ metabolizması ile enerjiüretiminde koenzim olarak etkilidir.
  • B5 Vitamini (Pantotenik Asit): Vücudu iltihaplardan koruma, strese karşı hormonların üretilmesi, yağ metabolizması ile cilt ve saç sağlığında etkilidir.
  • B6 Vitamini (Piridoksin): Amino asit üretimi, sodyum ve potasyum dengesinin sağlanması, kan hücrelerinin üretimi, bağışıklık ve sinir sisteminin çalışması üzerinde etkilidir
  • B7 Vitamini (Biotin): Saç, tırnak, cilt sağlığında, sinir ve sindirim sisteminin çalışmasında görevlidir.
  • B9 Vitamini (Folik Asit): Sinir ve sindirim sistemlerinin çalışması, hücre yenilenmesi, büyüme, kan hücrelerinin
    üretimi ve karaciğerin işlevini yerine getirmesinde etkilidir.
  • B12 Vitamini (Kobalamin): Amino asit, protein ve nükleik asit metabolizmasında koenzim olarak görev yapar. Kan hücrelerinin üretimi, büyüme, sinir sisteminin çalışması ve zihinsel faaliyetlerin düzenlenmesinde etkilidir.
  • C Vitamini: Bağışıklık sisteminin güçlenmesi, sinir sisteminin sağlığı üzerinde etkilidir.
Kaynaklar:

http://www.yenibiyoloji.com/vitaminlerin-cesitleri-ve-isimler-nelerdir-ne-ise-yarar-5286/

http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVml0YW1pbg

https://www.medicalnewstoday.com/articles/195878.php